Bahar

Merhaba benim adım Yusuf. Dedemin bana miras bıraktığı kütüphanede vakit geçirmeyi çok seviyorum. Ben bebekken dedem bu kütüphanede bana Osmanlıca çocuk dergilerinden çok güzel hikâyeler okurmuş.  Zaman zaman babaannemle dedemin kütüphanesine geçer birlikte bu hikâyeleri tekrar tekrar okuruz.

Yine bir bahar günü kütüphaneye geçmiş kitapları karıştırıyordum. 1881 yılında basılmış Çocuklara Arkadaş isimli çocuk dergisindeki hikayelerden birini okuyordum. Tam bu esnada “Seni burada bulacağımı biliyordum Yusuf.” dedi sevgi dolu bir ses. Babaannemin sesiydi. Bana en sevdiğim pastalardan yapmış getirmişti. “Hadi seninle bir bahar hikâyesi okuyalım” dedi. Ve beraber bu hikâyeyi okuduk. Ben çok beğendiğim için sizinle de paylaşmak istedim. Umarım siz de beğenirsiniz.

Bahar

Bahar geldi. Her bir şey kış uykusundan uyanıyor. Çayırlar, tarlalar taze ve yeşil esvaplar (giysiler) giymişler.

Ağaçların üzerinde goncalar var. Çiçekler tekrar açılmaya başladı. İlk önceki bahar çiçekleri beyaz kar taneleri gibidir. Bahar nasıl sevimli bir zamandır. Kuşlar, ağaçların arasında öterler ve yuvalarını yaz için hazırlamaya başlarlar. İnsanlar işimdi tarlaları sürmeye ve ekmeye, bağlardaki asmaları budamaya ve bahçeleri bellemeye başladılar. İşte bahçıvanlar “Asmaları budayım, tarlaları belleyim” diye sokaklarda geziyorlar. Günler haylice sıcaktır. Çünkü güneşin ışığı daima yeryüzünden eksik değildir. Her bir şey hayat ve sevinç ile doludur.

Yeri sulamaya ve bitkileri yetiştirmeye sebep olan bahar yağmurları şimdilerde yağar. Allahü Teala hazretleri yağmur vasıtasıyla ve güneşin hararetiyle bitkileri büyütür. Ve ağaçlara yaprak, çiçek ve meyve verir. Hasılı, Hak Teala hazretleri yolsuz ve faydasız hiçbir şey halk buyurmamıştır (yaratmamıştır).  Her şeyi yolunda ve yordamında yaratmıştır. Bizim faydasız sandığımız şeylerin her birinde nice faydalar vardır.

 

Yazan: Fatih Benzer

Bir yanıt yazın