Kasabada herkes rüzgârdan şikâyetçiydi. İhtiyar nine, süt pişirdiği sobasının hararetini söndürdüğü için kızıyordu rüzgâra. Yaşlı adam, çarşıya çıkmasına izin vermediği için söyleniyordu. Çiftçi, ekinlerine zarar verdiği için yakınıyordu. Oyuncakçı Ali Dayı ise pencere pervazları arasındaki deliklerden içeri girip dükkânı soğuttuğu için kaşlarını çatıyordu. Kasabada sadece küçük Ayşe seviyordu rüzgârı. “Babacığım, baksana rüzgâr ne kadar da tatlı esiyor…” Gel seninle bu yazımızda yüzümüzü okşayan, saçlarımızı dağıtan, uçurtmamızı uçuran rüzgârı, farklı ve ilginç yönleriyle tanımaya çalışalım.
Yazının devamını Çamlıca Çocuk Dergisi 36. sayısından (Mart 2019) okuyabilirsiniz.
Yorum
Yorum yok