Bundan tam 119 yıl önceydi. Osmanlı pâdişâhlarından Abdülhamid Hân’ın sıcak yaz günlerinde bir kızı dünyaya geldi. Bu minik yavruya Hatice ismini verdiler. Hatice Sultan daha bir yaşına girmeden ağır bir hastalığa yakalandı. Difteri denilen bu hastalıktan kurtulamadı. Ramazan bayramına bir hafta kala vefat etti.
Abdülhamid Hân, kızının ölümüne çok üzüldü. Bir çocuk hastanesi yaptırmaya karar verdi. Şişli’deki çiftliğini hastane yeri olarak bağışladı. Buraya Balmumcu Çiftliği diyorlardı. Balmumcu İstanbul’da havası en temiz yerlerden biriydi.
Hastane inşaatı bir yılda tamamlandı. Adı Hamîdiye Etfâl Hastânesi oldu. Açılış Hatîce Sultan’ın ağabeyi Abdürrahim Efendi’nin sünneti ile aynı güne denk getirilmişti. Pâdişah, oğlu ile birlikte 671 çocuğu da sünnet ettirmişti. Hastane gerçekten çok güzel yapılmıştı. Öyle güzel ki çocuklar burada hiç sıkılmıyorlardı.
Bahçesine yüzlerce ağaç dikilmişti. Çam, manolya, erguvan, akasya… Tabii bir de mis gibi kokan türlü türlü çiçekler. Bahçenin ortasına, içinden su fışkıran bir süs havuzu da yapılmıştı. Doktoru izin veren çocuklar, bu muhteşem bahçede arabayla gezdiriliyor, oyunlar oynuyorlardı. Oturup bu güzellikleri seyredebiliyorlardı.
Hastanedeki çocuklar taze süt içsinler diye hastanenin biraz uzağına ahır yapılmıştı. Ayrıca güzel bir mescit ve yanına da saat kulesi yapılmıştı. Çok katlı binaların olmadığı yıllarda bu saat kulesi Şişli’nin her yerinden
görülebiliyordu.
Aradan yıllar geçti. Hastane binaları yetmez oldu. Bu sefer iki katlı binalar yapılmadı. Aksine o güzelim binalar yıkıldı. Gökdelenler yapıldı. O tarihi binalardan günümüze sadece mescit ve saat kulesi kaldı. Hastanenin adı bile birkaç kez değişti. Hatta bir zamanlar, yaptıranı hatırlatan Hamîdiye kelimesi bile çıkarıldı. Şimdilerde adı Şişli Hamîdiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastânesi’dir.
Yorum
Yorum yok