Kitapları Koruyan Vakıf

Geçmişte birçok vakıf kurulmuş ve bu vakıflar hayatın bel kemiği durumuna gelmiş. Öyle ki, Osmanlı için “Vakıf medeniyeti” denilmiş. Kurulan vakıflar sayesinde yoksul ve yardıma muhtaç kimselerin ihtiyaçları karşılanırmış. Eğitim ve kültür faaliyetlerinin düzenli yürütülmesi sağlanmış. Mektepler, camiler, hamamlar, yollar, köprü ve kanallar gibi tesislerin kurulması hep vakıflar sayesinde olmuş. O devirde yüzlerce vakıf kurulmuş. İşte bunlardan bir tanesi de “Kitapları Tamir Eden Vakıf.” Bu vakıf yıpranmış, cildi bozulmuş kitapların tamir ve bakımını yaparmış; yani günümüzde kitap hastaneleri gibi.

Bu vakfın kurucusu meşhur Ahmed Ziyâüddin Efendi’ymiş. Çok âlim bir kimseymiş. Çok kitap okur, ilme de çok meraklıymış. 1860 yılında Ahmed Efendi kadılık makamına giderek vakıf senedini kadıya tasdik ettirmiş ve kurmuş vakfı. Kâğıtta da şöyle yazıyormuş: “Hângahta bulunan kitapların tamir ve tecdidinin yapılması”. Yani diyormuş ki “Kütüphanedeki bütün kitaplar tamir edilsin. Yenilenmesi sağlansın.” İşte bu ve bunun gibi vakıflar zayesinde binlerce kıymetli eser günümüze kadar gelmiş. Her biri altından kıymetli kitaplar, bu işi yapan marifetli ustalar sayesinde, en güzel şeklini almış. Ustalar, bir doktorun hastasını tedavi etmesi gibi eski, yıpranmış kitapları tedavi etmiş.

Osmanlı padişahlarının da kitaba ve okumaya olan düşkünlükleri kitap sanatlarının gelişmesini ve güzel eserlerin ortaya çıkmasını sağlamış. Bu amaçla sarayda kurulan atölyelerde yerli ve yabancı sanatkârlar çalıştırılmış. Böyle muhteşem, paha biçilemez eserler ortaya çıkmış.  Bugün maalesef ciltçilik sanatını yapanlar, yani mücellitler bir elin parmakları kadar kalmadı. Makineleşmeyle birlikte, eski cilt sanatı durma noktasına geldi. Ustalar azaldı, makineler çoğaldı. Baskı makineleriyle, eskisinden daha ucuz ve fazla kitap basma imkânı doğdu. Elektronik kitaplar çıktı. Ama hiçbiri o eski el emeği, göz nuru muhteşem eserler kadar değerli olamadı. Gelecekte makineleşmenin tesiriyle beraber, cilt ustaları daha da azalacağa benziyor. Ancak gerçek kitabı her zaman el üstünde tutan birileri daima olacaktır.

Bir yanıt yazın